YAYLALARIMIZIN, MERALARIMIZIN, ÇAYIRLARIMIZIN VE DOÐAL ÇEVREMÝZÝN RANTA AÇILMASINA ÝZÝN VERMEYECEÐÝZ!

30 Ocak 2021 tarihinde yayýnlanan Cumhurbaþkanlýðý Kararnamesi ile Amasya`da 11, Bolu`da 2, Trabzon`da 2 olmak üzere toplam 15 bölgenin "yayla alaný" statüsünün kaldýrýlmasý hakkýnda TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný Emin Koramaz tarafýndan 10 Þubat 2021 tarihinde basýn açýklamasý yapýldý.

YAYLALARIMIZIN, MERALARIMIZIN, ÇAYIRLARIMIZIN VE DOÐAL ÇEVREMÝZÝN RANTA AÇILMASINA ÝZÝN VERMEYECEÐÝZ!

Doðal kaynaklar, ekosistem ve doðal ortam içerisindeki þartlara baðlý olarak oluþmuþtur. Oluþumunda insan emeðine ihtiyaç duymayan bu kaynaklar üzerinde, herhangi gerekçeyle, hiçbir kimse veya hiçbir kesim sahiplik iddiasýnda bulunamaz. Bu kaynaklarýn tasarruf hakký topluma ve orada yaþayan tüm canlýlara aittir. Bir gecede imzalanan kararnamelerle doðal kaynaklarýmýzýn rant kaynaðý haline dönüþtürülmesine ve zarar görmesine neden olmaya kimsenin hakký yoktur. Bu kaynaklarýn nasýl korunacaðýna veya kullanýlacaðýna karar verilirken, bu kararlarýn ekosistemi nasýl etkileyeceðini bilimsel veriler dikkate alýnmalýdýr.

Üretim ekonomisi yerine rant ve faiz ekonomisiyle her þeyin serbest piyasada pazarlanmaya/alýnýp satýlmaya çalýþýldýðý günümüzde, ülkemizin doðal, tarihi, kültürel miras alanlarý satýþa çýkarýlmakta ve hýzla talan edilmektedir. Tek adam rejimi altýnda alýnan keyfi kararlarla Fýrtýna Vadisi`nden Munzur Gözeleri`ne, Salda Gölü`nden Kaz Daðlarý`na ve Karadeniz yaylalarýna kadar birbirinden deðerli pek çok kamusal alan arazi rantý ile biçimlendirilmek istenmektedir.

Doðaya yönelik bu açgözlü saldýrý, kamusal alanlarýmýzýn yaðmalanmasý anlamýna geldiði gibi, doðal dengenin de bozulmasý anlamýna gelmektedir. Son yýllarda sýkça yaþadýðýmýz doðal afetlerin temel nedeni insan kaynaklý doða tahribatlarý, yanlýþ toprak ve su politikalarý, sýnýrsýz enerji-maden yatýrýmlarý ve plansýz-çarpýk kentleþme uygulamalarýdýr.

Doða talanýna resmi izin veren son örnek, 30 Ocak 2021 tarih ve 31380 sayýlý Resmi Gazete`de yayýnlanan 3461 sayýlý Cumhurbaþkanlýðý Kararý ile Amasya`da 11, Bolu`da 2, Trabzon`da 2 olmak üzere 15 adet yaylanýn "yayla alaný" statüsünün kaldýrýlmasýdýr. Ayný tarihli Resmi Gazete`de yayýnlanan 3456 sayýlý Cumhurbaþkanlýðý Kararý ile çeþitli illerde 8 adet yerin turizm merkezi statüsü iptal edilmiþ, 8 adet yerin de sýnýrlarý ve bazýlarýnýn statüsü deðiþtirilmiþtir. 6 Þubat 2021 tarih ve 3138 sayýlý Resmi Gazete`de yayýnlanan 3510 sayýlý Cumhurbaþkanlýðý Kararý ile de Rize ili Çamlýhemþin ilçesi sýnýrlarý içerinde Fýrtýna Deresi kenarýndaki taþýnmazlarýn acele kamulaþtýrma yoluyla imara açýlmasýna izin verilmiþtir.

2013 yýlýnda Bakanlar Kurulu kararýyla yayla statüsü kabul edilen söz konusu 15 bölgenin bu statülerinin 2021 yýlýnda kaldýrýlma tercihi, doðal yaþam alanlarý, imar ve rant politikalarý, yayla/yaylacýlýk kültürü ve hayvancýlýk açýlarýndan ciddi anlamda irdelenmelidir.

Alýnan son kararla, yeniden yayla-orman statü deðiþikliði gündeme gelmiþtir. Orman Yasasý`nýn 17. maddesindeki istisnalar buralarýn yapýlaþmaya açýlmasýna olanak tanýmaktadýr. Halen kaçak binalarla ciddi bir düzensiz yapýlaþma yaþanan pek çok yaylamýzda, 2018 yýlýnda çýkarýlan 7143 sayýlý "torba yasa" ile gündeme gelen "imar affý(barýþý)" bu kararla birlikte deðerlendirilmelidir. Süreci 6 Ocak 2021 tarihinde yayýnlanan "6831 Sayýlý Orman Kanunu`nun Ek 16. maddesi Kapsamýnda Orman Sýnýrlarý Dýþýna Çýkarma Ýþlemlerine Ýliþkin Yönetmelik" ile birlikte deðerlendirdiðimizde, yaylalarýmýzda yeni talanlar adýna neler yaþanabileceðini tahmin etmek güç olmasa gerekir.

Son yýllarda yaylalarýmýzýn özellikle yerleþim yeri, rekreasyon ve turizm faaliyetleri açýsýndan gündeme gelmesiyle beraber yaylalarýn kullaným amacý farklýlaþmýþ ve çeþitlenmiþtir. Bu durum düzensiz yapýlaþma, özgün mimarideki bozulmalar, çevre kirliliði, çayýr ve mera alanlarýnýn azalmasý ve yaylacýlýk kültürünün yok olma tehlikesiyle karþý karþýya kalmasý gibi pek çok sorunun yaþanmasýna yol açmaktadýr.

Su ve oksijen deposu olan orman, yayla, mera gibi doðal alanlarýmýzýn doðal haliyle korunmasý ve kullanýlmasý gerekir. Doðal alanlar ticarileþtirilmemelidir. Ýmar ve rant politikalarý ile yerli ya da yabancý kiþiler/kesimler için yapýlaþmaya açýlan/açýlacak yaylalarýmýz doðal özelliklerini yitirir, amacýna uygun kullanýlamaz.

Ülkemizde yüzyýllardýr geleneksel bir hayvancýlýk þekli olarak yapýlan yaylacýlýk yüksek kesimlerdeki çayýr ve meralardan yararlanmanýn en iyi yoludur. Endemik türlerle bezenmiþ yaylalarýmýz yoðun arýcýlýk faaliyetleri yanýnda, yararlý ot-þifalý bitkiler açýsýndan da önemlidir. Bitkisel ve hayvansal üretimin devamlýlýðý için verimli tarým arazilerimiz gibi, yaylalarýmýzýn da amacý dýþýnda kullanýlmamasý gerekir. Çayýr, mera ve yaylalarýmýzý korumamanýn sonucu, hayvansal gýda ürünlerinde ve hayvancýlýðýn temel girdisi olan yemde dýþarýya baðýmlýlýðýn artmasýdýr. Oysa GDO`lu yemlere yeniden izin verilen günümüzde doðal yemle beslenen doðal üretim temel tercihimiz olmalýdýr.

Doðal varlýklarýmýz ülkemizin dört bir yanýnda yaðma ve talan projeleri ile tehdit altýndadýr. Bu doða bizim, bu dünya bizim, bu ülke bizim. Ülkesini, halkýný ve doðasýný seven her yurttaþýmýzýn görevi bu talana karþý durmaktýr.

TMMOB son yasal düzenlemelerle yaylalarýmýzýn da farklý kullaným amaçlarýyla planlanarak doðal yapýsýný ve yayla özelliðini kaybetmemesi için alýnan yanlýþ kararlara karþý yargý yolu dâhil gerekli mücadeleyi sürdürecektir.

Emin KORAMAZ
TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný

Yukarý Çýk